Duygu Kocabaylıoğlu “Black Mirror”ın 6. sezonunu yazdı.
Yazı, diziyi henüz izlememiş olanlar için mecburi spoiler/sürprizbozanlar içerir…
2011’de ilk sezonu ile Channel 4 kanalında yayın hayatına sadece 3 bölüm ile ‘merhaba’ diyen ve sınırlı bir TV seyirci kitlesine hitap eden Black Mirror, bugün Netflix seyircisinin dünya genelinde beklediği bir yapıma dönüşmüş durumda.
İlk dört sezonuyla bağımlısı hatta kölesi olduğumuz teknolojinin ne menem distopyalara gebe olduğunu ustalıkla ele alan Black Mirror, gelişme/ilerleme altında bize yedirilen ve fakat kanımızı donduracak bazı olayların çok uzak bir gelecekte olmadığını muştuluyordu adeta.
Black Mirror hayranlarını diziye kitleyen en önemli temel taş, uzak sandığımızın oldukça yanı başımızda olmasıyla birlikte, bilim etiğine dair de ne kadar hazırlıksız olduğumuzun altını çizmesi idi. İnsan doğası son 150 yıldaki teknolojik gelişim hızını halen sindirebilmiş değil ve bu eğri koşar adım, sürekli yukarı çıkmaya devam ediyor. Ve insanın aklına ister istemez Amerika Patent Dairesi Başkanı, Charles Duell’in 1899’daki şu talihsiz açıklaması geliyor: “Artık yeni hiçbir şey yok. İcat edilebilecek her şey icat edildi.” Bugün durduğumuz yerde, 2050’de bir yapay zekanın zaman yolculuğu yapıp Duell’in zihnine girdiğini ve meraklı mucitleri sırf gaza getirmek için bu cümleyi kurdurduğunu düşünüyorum 🙂 Çok mu imkansız? Siz hiç Black Mirror izlememişsiniz demek ki!
Dizimizin 6. sezonuna dönecek olursak İngiliz bilim kurgu antoloji serisinin arkasında herkesin bildiği üzere en başından beri Charlie Brooker yer alıyor. Joan is Awful (Joan Korkunç Biri) bölümü ile 6. sezon açılışını yapan dizide müdavimleri “Loch Henry”, “Beyond the Sea”, “Mazey Day” ve “Demon 79” olmak üzere yine her biri orta ya da uzun metraj kıvamında 5 bölüm bekliyor.
İlk sezondan bu yana hemen hemen tüm bölümlerin senaryosuna imza atan Brooker çok nadir olarak senaryosuna ortak bir isim dahil ediyor. Örneğin bu sezonda sadece son bölüm olan “Demon 79″‘da Bisha K. Ali ile beraber kalem oynatmışlar. İnsan bu noktada durup düşünüyor, acaba farklı bir göz, yeni bir tat ve dokunuş gerekiyor mu diye? Zira Brooker’ın bilim kurgu külliyatından beslendiği kaynaklar sınırsız gibi görünse de, yaratıcı yazarlıkta bireylerin hayal gücü de bir yere kadar gelip, bağlanıyor. Olamaz mı? Sindirilmemiş ve etiksiz teknolojik ilerlemenin insanoğlunun başına açacağı işleri şimdiye kadar sert bir dille ele alan Black Mirror, 6. sezonunda biraz bu “yeni teknolojilerin tehlikeli etkilerini araştırma” rotasından sapmış gibi görünüyor; bu da hem dizinin hayranlarını hem de popüler bilim kurgu meraklılarını hayal kırıklığına uğratabilir.
Zira yayıncı platform Netflix tarafından sipariş edildiği çok belli olan ve bu sezonun tek “eğlenceli” bölümü olan “Joan is Awful” ile gelen Annie Murphy ve Salma Hayek‘li yüksek açılış, maalesef aynı tonda ilerlemiyor. Arkasındaki teknoloji, gerçek bilim meraklılarında müstehzi bir gülümseme yaratacak olsa da devasa bir kuantum bilgisayarı ile yaratılan paralel evrenlerdeki kopya dizi örgüleri ve bu kadar devasa bir teknolojinin salt “dizi üretmek” için kullanılıyor olması başlı başına bir komedi unsuru aslına bakarsanız.
Devamında gelen diğer 4 bölümde ise Black Mirror’dan hiç beklenmeyecek biçimde daha az bilim kurgu ve daha ağırlıklı olarak dram, suç ve yer yer korku öğeleri içeriyor. Örneğin “Loch Henry” gibi bir bölümün Black Mirror gibi bir dizide ne işi var sorusunu ister istemez sorarken, feminist eleştiri sularına da kapı aralayan “Mazey Day” bölümü de, bu dizinin 6. sezonu içerisinde değil de ‘başlı başına orta metraj bir film olsaydı, daha leziz olmaz mıydı?’ diye düşündürüyor…
3 bölümlük 5. sezonunda da teknolojinin bizatihi kendisi ile değil de insanoğlunun o teknoloji karşısındaki hikayesi ile daha çok ilgilenen dizi, 6. sezonunda bilim kurgu gerilimi olmayı da “Beyond the Sea” bölümü harici rafa kaldırıyor. İki NASA görevlisinin bir uzay görevini yerine getirirken, ‘günlük hayatlarına’ devam etme noktasında yaşadıklarını ele alan bu bölüm Aaron Paul‘un muazzam oyunculuğu ile de parlıyor. “Beyond The Sea” teknolojinin bizi ele geçirmesini değil de, insanoğlunun o teknolojiyi ne kadar suistimal edebileceğinin de altını incelikle çiziyor. Paul’un yanı sıra bu sezon içerisinde seride karşımıza 2. kez Wunmi Mosaku, Monica Dolan, Anjana Vasan, Kenneth Collard isimleri de çıkıyor. Özellikle Anjana Vasan’ın son bölüm olan Demon 79’da rolüne çok yakıştığını dile getirelim.
Uzun lafın kısası, 2010’larda karanlık bilim kurgu serilerine getirdiği soluk ile ortalığı kasıp kavuran Black Mirror 2023’e geldiğimizde biraz durulmuş ve unu elemiş, eleğini asmış gibi görünüyor. Yine de sektördeki pek çok işten farklı ama kendi çizgisinin altında bir 6. sezon, tüm bölümleri ile Netflix platformunda yayında…
Duygu Kocabaylıoğlu