Parkinson, OKB ve “kontrol altında” alkolizmi olduğunu belirten yönetmenin sevgilisi/ilham perisi olmak isterseniz mail yoluyla başvurabilirsiniz!
Danimarkalı yönetmen Lars von Trier, Instagram’da paylaştığı bir video ile “kız arkadaş ve ilham perisi” aradığını duyurdu.
“Antichrist“, “Dogville” ve “Nymphomaniac” gibi birçoğu şiddet ve müstehcen içerikleriyle tanınan tartışmalı filmlere imza atan von Trier, geçtiğimiz Ağustos ayında parkinson teşhisi aldığını açıkladı ve hemen ardından kariyerine biraz ara vereceğini de duyurdu.
Instagram’da paylaştığı videoda von Trier kameraya “Lars von Trier kız arkadaş/ilham perisi arıyor” yazan bir ilanı gösteriyor ve şunları söylüyor:
“Bu sefer kendimi neye sürüklediğimi bilmiyorum. Kendimi kibirli reklamlara boğmadan önce, birkaç şeyi açıklığa kavuşturmama izin verin. 67 yaşındayım. Parkinson, Obsesif Kompulsif Bozukluk ve şu anda kontrol altında olan bir alkolizm problemim var. Kısacası, şansım varsa içimde hala birkaç iyi film kalmış olabilir.
Tüm bunlar, sosyal medya hakkında en ufak bir bilgim olmadan, bir kız arkadaş / ilham perisi aradığım eski usul bir ilan vermem anlamına geliyor. Ve tüm sızlanmalara rağmen, iyi bir günde, doğru insanlar- birlikte olduğumda oldukça çekici bir partner olabileceğim konusunda ısrar ediyorum. Sonsuz sabrınız için teşekkür ederiz.“
Yönetmen sonrasında ilan ile ilgilenenlerin bill.mrk.lars@gmail.com adresine mail atabileceklerini belirterek videoyu sonlandırıyor.
Lars von Trier, 1987 – 1995 ve 1997 – 2015 yılları arasında süren iki evlilik yaşadı. 2017 yılında, 2000 yapımı “Dancer in the Dark” adlı müzikal filminde rol alan müzisyen ve oyuncu Björk, yönetmeni cinsel tacizle suçladı. Von Trier o sırada suçlamayı reddetti ve daha sonra bir röportajda reddini yineledi:
“Biliyorsunuz, konuştuğum gazetecilerin yüzde 90’ı Björk’ü taciz ettiğime inanıyor, ancak bu çok saçma çünkü bunu inkar ettim, ama kimse yazmadı. Çünkü onu taciz ettiğimi yazmak iyi bir hikaye. Ama durum böyle değil. Ona dokundum, bu doğru. Bunu tüm aktrislerimle yaptım. Çünkü gerçekten yoğun bir iş yapıyordu: bağırmak, hasta olmak… o yüzden ona açıkça sarıldım. Ama sarılmanın taciz olduğunu düşünüyorsa, ben oyuncularıma dokunmadan başarılı olamayacağımı düşünüyorum.”