Sıkıntıların bizi daha güçlü kıldığına dair eski bir söz vardır. Buna rağmen çoğumuz rutinimizi bozacak her şeyden kaçınma eğilimindeyiz. Trenimizin rötar yapması veya trafik sıkışıklığına yakalanmak gibi basit bir şeyden, yavaş yavaş yıpranan bir evliliğe kadar, hayattaki statümüzü iyileştirecek şeyler gibi istediğimiz bir değişiklik olmadıkça değişimi hoş karşılamama eğilimindeyiz. uzun süredir üzerinde çalıştığımız değişiklikler.
Ne yazık ki, uğraştığımız değişimin çoğunun bu hoş alternatiflerle hiçbir ilgisi yok. Ancak, değişiklik gerçekleşmeye başladığında, seçenekler vardır ve söz konusu değişikliğe nasıl tepki vereceğinize yalnızca siz karar verebilirsiniz. Bu şekilde hayatınızın kontrolünü ele alırsınız ve zorluklara ve zorluklara tepki verme şekliniz karakteriniz hakkında çok şey söyler.
Şu anda insanların her zamankinden daha eğitimli olduğu bir çağdayız ve istediğimiz herhangi bir konuda bilgiye eşi görülmemiş bir erişime sahibiz. Hastalıklarımıza çevrimiçi olarak kendi kendimize teşhis koyabiliyoruz, YouTube videoları aracılığıyla kendimize yeni beceriler öğretebiliyoruz ve sosyal medya ve teknoloji aracılığıyla birbirimize daha çok bağlıyız. Beyin, sürekli olarak bombardımana tutulduğu tüm bilgileri işleyemez, bu nedenle, evliliğinizi nasıl kurtaracağınız veya evlilik dışı bir ilişki yaşayıp yaşamayacağınız gibi zor seçimlerle karşı karşıya kaldığınızda , her şeyi nasıl işleme alacağınızı bilmeniz gerekir. bu senin kafandan geçiyor.
Hepimiz bilgiyi nasıl elde edeceğimizi biliyoruz, ancak çok azımız bilgiyi filtreleme tekniğinde ustalaştık, böylece geriye sadece ilgili bilgi kaldı. Dolayısıyla, zor bir kararla karşı karşıya kaldığınızda, aşağıdakileri yapmak isteyeceksiniz:
ZAMAN AYIRIN
Bir şeyi çözmek için her zaman her zaman vaktiniz olmayabilir. Bazen, istediğiniz kadar zaman ayırmayı imkansız kılan son tarihler veya durumlar vardır, ancak ne yapacağınızı düşünmek için zamanınız varsa, o zaman yapın. En büyük hataları yapma eğiliminde olduğumuz durumlar veya kararlar için acele etmeyin.
Sadece başkalarının tavsiyelerine güvenmeyin Hayatla ilgili
bu büyük kararlar söz konusu olduğunda, sonuçlarına katlanmak zorunda olan sizsiniz, bu nedenle sahip olduğunuz sorunlar hakkında arkadaşlarınızla konuşmak iyi bir şey olsa da veya başkalarının ne söylediğini görmek için çevrimiçi olmak için bu kararları kendi başınıza vermeniz gerekir. Sizin için neyin iyi neyin iyi olmadığına dair gerçekten iyi bir fikre sahip olacak kadar duruma yeterince yakın olan tek kişi sizsiniz. Size yakın olan kişilerin tavsiyesi, ne yapacağınız konusunda net bir şekilde düşünmenize yardımcı olabilir, ancak tam olarak onların dediklerini yapmak zorunda değilsiniz.
AKLINIZDAN birkaç senaryo ÇALIŞTIRIN
Hareket tarzınızı ne kadar planlarsanız, planınızı o kadar iyi görebileceksiniz. Tek bir ana plana güvenmediğinizden emin olun, çünkü hayat o kadar derli toplu ve derli toplu olma eğiliminde değildir ve yalnızca bir plan yapan insanlar, beklenmedik bir şey ortaya çıktığında planı çabucak çözebilirler. Durumunuzdaki tüm değişkenlerin farkında olun ve bir B planınız (ve C, D, E vb.) olduğundan emin olun.
DEĞİŞİMDEN KORKMAYIN
Bu korku, bizi herhangi bir önemli eylemde bulunmaktan alıkoyabilir. Bir terfi olabilir ama iş yükü sizi korkutur. Yeni bir ilişkiye başlamak istiyor olabilirsin ama incinmekten korkuyorsun. Yeterince dikkatli plan yaparsanız, yolunuza çıkabilecek çok az şey vardır. Durağanlaşmaya başlayana kadar bizi hareketsiz tutabilecek olan değişim korkusudur, bu yüzden seçimlerinizi korkudan yapmadığınızdan emin olun. Değişim korkutucudur ama aynı zamanda hayatta ilerlememizin ve büyümemizin tek yoludur.
