Nolan, neden büyük ölçekli filmler yapmaya devam edeceğini açıkladı.
Yönetmen Christopher Nolan‘ın ilk birkaç projesinin bütçesinde büyük artışlar yaşandı. İlk uzun metrajlı filmi olan “Following” birkaç bin dolara satıldı ve bu da 10 milyon doların biraz altında bir maliyete sahip olan ve çığır açan bağımsız filmi “Memento“ya yol açtı.
Daha sonra 2002’de yapımı 46 milyon dolara mal olan “Insomnia“nın yeniden yapımıyla stüdyo yönetmenliğine başladı, ardından 2005’te 150 milyon dolara mal olan “Batman Begins” ile büyük bir bütçeye sıçradı.
Her ne kadar “The Prestige” için 40 milyon dolara geri dönse de, her biri 100 milyon doların çok üzerinde bir maliyete sahip olan “Tenet“, “The Dark Knight“, “Inception” gibi filmlerle bir daha asla düşük bütçeli filmlere dönmedi.
“Oppenheimer“ı bir Nolan filmi için uygun maliyetli bir bütçe olan 100 milyon dolara tamamlamasıyla da dikkat çeken yönetmen, bu hafta Time’a, en az on yıldır sürdürdüğü tavrını yineleyerek, film yapımının destansı ölçeğinden vazgeçmeyi düşünmediğini çünkü bunun sınırlı bir kaynak olduğunu bildiğini söyledi:
“Büyük ölçekte çalışmaya ilgi duyuyorum çünkü bu kaynakları bir araya getirme fırsatının ne kadar zor olduğunu biliyorum. Dünyada benim oluşturduğum kaynaklara sahip olmak için dünyaları verecek pek çok film yapımcısının olduğunu biliyorum ve bunları en verimli ve ilginç şekilde kullanma sorumluluğum olduğunu hissediyorum.”
Nolan, “Oppenheimer” sonrası filmini henüz duyurmadı ancak röportajın bir parçası olarak, son zamanlardaki favori filmlerinin, yaptıklarının tam tersi olduğunu belirtti: küçük, samimi, düşük bütçeli dramalar olan “Aftersun” ve “Past Lives“
